12/09/2015

Oğluma Emanetler-8



Olmayanı gören gözleri vardır bazı insanların. Baktıkları yerde kusur ve eksik görürler. Olanı göz ardı edip olmayana kilitlenirler. Sahip olduklarına şükretmeyi de bilmezler.

Gittiği restaurantta lekeli bardak, kaldığı otelde eksik havlu, verilen hediyenin olmayan kurdelesi, katıldığı gezide gitmedikleri yerler, arkadaşının çok konuşması, iş yerinin bozuk kliması, evinin uyumsuz perdesi ve sayılası bir sürü eksiği ile dert ettikleri hayatları vardır.

Sen onlardan biri olma oğlum. Gönül gözün açık olsun. Hiçbir şey mükemmel olmak zorunda değil ve olamıyor da zaten. Bunun için aynaya bakman yeterli. Bir kaşın diğerinden kalkık, gözünün biri küçük sanki değil mi? Hangimizin mükemmel ki? Mükemmellik insana yakışır bir hal değil. Sen olana aç yüreğini ve sahip olduklarına şükretmeyi bil. Olmayanı gören gözlerin yüreğini yorar ve mutlu olmaz, andan zevk alamazsın. Muhakkak eksikler olacak hayatında bunları görüp bilecek ve ihtiyacın olanlara sahip olmaya çalışacaksın. Benim kastettiğim ise güzelliğin içindeki eksiği arama. Çünkü hiçbir şey eksiksiz olduğu için güzel değil, hiçbir güzel de mükemmel değildir.

Önüne bir yemek geldiğinde, bir çatal alıp tadına baktığında bazen tuzunun eksik olduğunu düşünür ve eklersin ya... Yahut tam damak tadına uygundur ve daha fazla tat almak için ekmeğinden bir parça koparıp banarsın suyuna, işte öyle bir şeydir hayat. Ne yaparsan yap ne istersen iste önüne konan yemeği muhakkak tat ve şükret. İyisiyle kötüsüyle sana kattıklarıyla yaşadığın hayata şükret. Güzellikler çoğalacak ve kötü gördüklerin derslere dönüşecektir.

Güzel çocuğum seni ilk kucağıma aldığımda mükemmel bir anne olacağıma söz verdim. Gün geçtikçe de bu sözüme ihanet ediyorum. Ne ben mükemmel bir annelik yapabilir ne de sen mükemmel bir evlat olabilirmişsin meğer...

Mükemmeliyetçilik diye bir kavramla tanışacaksın büyüdükçe. Çok etkileyici bir kelime değil mi? Kusursuzluğu ifade ediyor sanki? Her şeyin uyum içinde olması ve bütünlük gibi ama değil. Kusurlar kusursuzluklarla, hatalar doğrularla, çirkinlik güzellikle uyum içinde bütünlük oluşturuyor aslında. Mükemmeliyetçiliği ile övünen, bunu kusursuz karakterinin hayatını anlamlı kılan bir yönü olduğunu ifade eden kişilerin aslında bizim kadar normal ve mükemmellikten uzak olduğunu göreceksin. Hatta onlar hep yorgun, genellikle de sinirlidirler. Çünkü hiçbir zaman ulaşamadıkları bir hedefin ardında yol alırlar. Mükemmel olmak isterler ve olamazlar. Bu yönleri ile övünürken çevreleri tarafından yorucu ve kısıtlayıcı görülerek eleştirilirler. Kendileri için istediklerini başkaları için de isterler. Çünkü hayatlarında olan her şey mükemmel olmalıdır.

Senin hayatın mükemmel olmasın oğlum. Sen de mükemmel olma. Olabiliyorsan ve hatta ol dediğim tek şey mutlu ol! Hataların ve doğruların sadece senin için. Biz seninle sevinir ya da üzülürüz. Bunu da senin için değil seninle yaparız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder